unutulmayan ilkokul anıları

var benim de böyle bir anım. 99 senesin de ilkokula başladım. okuma azmi ve okul sevinci o yıllarda aşırı düzeydeydi. tabi taşra insanı olduğumuzdan o yıllar da ülkenin ve köylerin çok fazla imkanı yoktu. 20 kilometre uzakta olan okula servis dışında ulaşım mümkün değildi. sabah 6 da kalkıp 6.45 de yoldan geçen servis kaçtığın da artık yapılacak birşey kalmıyordu. bir sabah babaannemin telaşlı hazırlanma sürecinden geçtikten sonra karşı komşum olan kuzenimle beraber servisi beklemeye başlayacaktık. tabi servisin erken gelişiyle dumura uğrayan ben, yola uzanan merdivenleri hızlıca çıkmaya çalışıyordum. tam merdivenin ortasına geldiğimde bir terslik hissetmiştim. evet korktuğum başıma gelmiş, altıma yapmıştım. önümde iki seçenek vardı, ya o şekilde servise binip okula gidecek, ya da eve dönüp çok sevdiğim okuluma gidemeyecektim. saniyeler yıldırım gibi ilerliyor, acele karar vermem gerekiyordu. zor bir seçimle okula o gün gitmemeyi seçmiştim. eve dönüp gözyaşlarımı silerken "bugün okula gidemedim" naraları atıp ağlamaya başlamıştım. neyse ki bu talihsiz hadiseyle daha sonra hiç karşılaşmadım. yıllar sonra da okuldan epeyce uzaklaştım.

ilkokul da unutamadığım tek anım müzik korosuna seçilip "banane ya ne gitcem" demem.

sadece kızların eteklerini kaldırdığımi hatırladığım anı dizesi.

cuma artık nasıl bir hışımla çıktıysam okuldan çantam sınıfta kalmış. ben de diyorum oh ne rahat lan efil efil gidiyorum eve. ne zaman ki annem "öğretmen ödev vermedi mi" diye sordu ve ben kapının oraya bıraktığım sandığım çantayı almaya gittim ki aboov.

bizim sinifta elif vardı pencereden bakardı bende üstüme abardım bakacam diye, neyse bigün ben elife abanıyorum,, o anda bir anda titreyerek boşalmışım, elif beni o halde görünce baģırdı ahmetee birşeyler oluyir diye, hocaya bağırdı hocam ahmeet titriyor diye okula ambulans çağırmışlar, birde epilepsi zannedip iğne yaptılardı amk,

okula gitmiştim çok çişim gelmişti korkudan hocaya söylemediğim için altıma işemiştim çok komikti

nostaljik anılar barındırır. iki tane kankam vardı o zamanlar, böyle izel çelik ercan üçlüsü gibi gezinir dururduk. o zamanlar deli çağlar tabi, hele esenler gibi bir semtte iseniz, boy kadar veletlerin sülale boyu sövüşlerine şahit olabilirsiniz. böyle bir dönemde, daha yeni yeni küfürler öğrenip birbirimize söverken hızımızı alamayıp dersin ortasında küçük küçük kağıtlara küfürler yazıp çaktırmadan ön sıradaki kevaşeye atıyordum kankalarımla. derken kağıtlardan biri öğretmenin masasına denk geldi. öğretmen kağıdı açtı. öğretmen kağıdı okudu. öğretmen başını kaldırdı. ercanın surat domates, çelik gülmemek için kendini zor tutuyor, bendeniz izelse kağıdın hala nasıl gidip de öğretmen masasına denk geldiğini hesaplamaya çalışıyorum, kafa daha aymadı. neyse çok uzattım, öğretmen bir patladı önce kim yaptı falan diye, sonra öğütler falan işte. asıl unutamadığım nokta, okul çıkışı öğretmenin ailemi okula çağırmamı istemesiydi. sonrasından haberdar değilim. o kızı da çok kötü dövdüm o sinirle. bu da böyle bi anımdı. olur da çelik ve ercan bu entrye denk gelirse bulsun beni, facebooktan bile bulamadım o ikisini hala..

sene 2002. ilkokul 3 e gidiyorum. almanyadan kesin dönüş yapan bi ailenin en küçük bireyi bizle yaşıt olmasına rağmen 2. sınıftan başladı. tabi biz arkadaşlarla bunu hep görüyoz, uyuz oluyoz amk. doğru düzgün türkçe konuşamıyo. kıvıramadığı yerde almanca bişeyler söylüyo anlamıyoz çocuğu bi türlü. biz 5 kişi bunu dövmeye karar verdik. toplaştık. sinsice en savunmasız anını bekledik. tuvalette kıstırdık bunu. sözde 2 3 tane vurup uzucaz. bu pisuvara bi tutundu. başladı bize tekme sallamaya. hayt huyt hiyaaa bişeyler bağırıyo amk biz kaçtık dövemedik lavuğu :) daha sonradan bu beni tek başına dövmeye gelmiş sınıfın kapısından bakmış bana demiş ben bu ayıyı dövemem :) yaşıtlarımın 2 katıydım. daha sonradan bu çocuk sömestr da sınavla bi üst sınıfa geçiriliyo ve şans ya bizim sınıfa benim yanıma oturuyo :) o gün kavgayla başlayan dostluk tam 14 senedir devam ediyo ve şuan yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez ailecek görüşüyoz :)

ağlaya zirlaya götürüldüğüm canim ilkokulum, kapidan iceri annem ve babamin zor soktuğu guzel ilkokulum benim.

ya bizim ingilizce hocamız vardı 3 sınıfta karı taş gibiydi geç geleni mavi su borusuyla dövüyordu taş gibi hatundu o zaman hala hatırlıyorum karıyı

hey gidi rahmetli inci hoca diyerek başladığım anı. kendisi ingilizce öğretmeniydi ve çok severdi beni. ingilizceye onun sayesin de merak salmış, kendisinin tutumundan büyük mutluluk duymuştum. bir gün derse gidemedim ve o günü hasta yatağım da geçirdim. derslerden geri kaldığımı düşünürken kendisi okuldan sonra bana gelip ders çalıştırmıştı. hiç unutmam nur içinde yat inci hocam be.

ilkokul 7. sınıftaydım, sınıfta nefret ettiğim bir çocuk vardı. bununla sürekli kavga ederdik. birgün yine sınıftaydım, en arka sıraya oturdum. masanın üstüne resim çiziyorum, yazı yazıyorum ergen ergen. bu geldi ne yapıyorsun seni hocaya söylicem görürsün sen falan diyor, git söyle banane mal mısın dedim. bu daha da sinirlendi kendince bağırıyor, nasıl oldu anlamadım bu benim saçıma yapıştı çekiyor baya kavga ediyoruz kimse de ayırmıyor, ben dedim yok bu böyle olmaz. o ara bu beni çekince yere düştüm baktım kafamın yanında sıra var kimse farketmedi o ara kafamı sıraya vurdum bayılmış taklidi yaptım. herkes bağırıyor hocam hocam esra bayıldı hocam dedim aferin kızım demek ki inandırıcı yapıyorsun devam diye kendime gaz verdim. neyse kalkmadım yerden müdürün odası bizim sınıfın olduğu kattaydı. bunlar gidip müdürü çağırmışlar. yanında iki hoca daha gelmiş, birileri kolumdan tutup kaldırdı ben bıraktım kendimi hemen tabi, bu sefer hocalar aldılar müdürün odasına götürdüler beni. o ara bunuda çağırdılar, bende yavaş yavaş uyanıyor gibi yaptım hoca buna fırça çekiyor. senin kızla derdin ne diye saydırıyor, sonra bunu disipline verdiler, velisini çağırdılar çok mutlu olmuştum. her aklıma geldiğinde içimden sevinç nidaları atarım.

4. sınıfta ingilizce dersinde hoca six i ögretirken sex mi diye bagirmistim. sonuc , bana mudur odasinda seksek oynattilar.

5. sinitayiz ıngilizce hocamız var tane acayip sınırlı ve dayak atan bir hoca herkes tabiri caiz ise it gibi korkuyor bu bize how many ve much anlattı neyse ben o haftada nobetciyim bunun olduğu sınıfa geldim defteri imzalatmaya en son derse şansa benim hoşlandığım kız da bunun sınıftaymis bu aynı konuyu anlatıyor bana sordu portakal many mi much mi diye başladım ben kekelemeye millet bir güldü görmeyin hoca baktı ben ağlayacak gibi oldum hadi git oğlum dedi buda böyle bir rezil olduğum animdir..

hiç anlaşamadığım bi sınıf arkadaşım vardı. sınıf hocamız bizi yanyana oturtmuştu. çok net hatırlıyorum ortada baştan üçüncü sıra. beslenme saatindeydik. güzel güzel örtülerimizi serdik, yemeklerimizi çıkardık, sütlerimize pipetlerini taktık. sonra sebebini hatırlamadığım bi şey sonucu tartışmaya başladık, masama sütünü sıktı. sonra ben de durur muyum onun üzerine sıktım. sonra tabii o da durmadı ve benim üzerime sıktı. sütler bitene kadar durmadık. bütün önlüğümüz süt lekesi doluydu tabii yerler de ve işin acı tarafı sütler kakaoluydu..

bi arkadaşımı ısırmıştım akşam annesi annemi aramıştı dünyanın en saçma olayı :(

bir arkadaşım her tenefüs bir tane simit yerdi. ve ben her tenefüs onu döverdim. affet beni :/

ben sınıf başkanıydım 2. sınıfız yaramaz da bir arkadaşım var sus diyorum susmuyor falan bende başkanım ya illa susacak o. en son benim sözümü dinlemiyor diye abimi çagırmıştım ama abime böyle abartılı abartılï anlatiyorum susmuyor yoruluyom bıktım falan sonra abim gelip çocugu çöpe sokmuştu sonra çocuk benle uzun zaman konuşmadı uzak duruyordu bu da öyle bir anıdır.

5.-6. sınıf filan dışarda yağmur yağıyor kimse dışarı çıkmıyor bi bizim sınıf akıllı 10-15 kişi dışarı çıktık yağmurda bi o yana bi bu yana koşturuyoruz ben fazla ıslanmıyım diye atatürk büstünün oraya geçtim neyse zil çaldı içeri girdik hepimiz sırılsıklamız ben hemen hırkayı çıkarıp kalorifere astım saçımıda kalorifere yaklaştırıp ellerimle dağıta dağıta kuruttum neyse hoca geldi o dışarı çıkanlar tahtaya çıksın dedi herkesin üst baş islak birer birer çıkıyorlar tahtaya hepsini bi güzel azarladı kızdı sonra dedi ki büstün orda saklanan bi salak vardı kimdi o , ben nası tırsıyorum , kimseden ses yok (bkz:he bi sen akıllısın amk keli) sanırım o zaman akıllık değilde tilkilik yapmışım

2.siniftayiz neyse efendim sinifa yeni bir kiz gelmisti. gittik konustuk felan derken 2 gun sonra tek tek kasinmaya basladik. koca sinif yeni ogrenci yuzunden bitlendi. unutamayacagim mesakkatli bir animdi malesef.

numarasını ve öğretmeninin adını hatırlayanlar, diğerlerini de hatırlar.

koray diye bi sınıf arkadaşım vardı babalarımız kanka ailecek gorusuluyor falan birinci sınıfız teneffüs bitimi bi baktım tüm sınıf arkadaşlarım bir çember halinde birinin başında toplanmış. bi gittim kalabalığın ortasında bizim koray hüngür hüngür ağlıyor. noldu len dedim çişim geldi ama dugmemi açamıyorum dedi. kankaligin verdiği yetkiye dayanarak açmaya yeltendim çocuğun düğmesini çocuk utandı itti beni ama su an eminim bana minnettar altına iseseydi de dalga mı gecseydik 😁

2. sınıftayken tektim bayağı arkadaş falan 0 bir kız kalemtıraş istemişti benimle oyun oynamadıkları için vermemiştim, verirsen seninle oyun oynarız dediler verdim. teneffüste kalemtıraşımı koydu kaçtı gitti arkadaşlarıyla, oynayamamıştım hayatımda uğradığım ilk ihanetti pu şerefsiz

1. sınıfta herkes istiklal marşı okurken kimse bana dokunmaz diye kaçmıştım.

bi gün okulun yurt yemekhanesinde çalışan beyaz kıyafetli ablalar okulun içine toplantıya gelmişlerdi arkadaşıma bak aşıcı ablalar gelmiş dedim salak ağlamaya başladı sonra gitti sınıftakilere söyledi hoca yanıma gelip sen söylemişsin utanmıyor musun bunca insanı kandırmaya diyip gitti. aq fatmanuru hiç sevmezdim zaten iyi yapmışım

8. sınıfta kızlara ped dağıtımı yapıyodular.bizim sınıftan bir kızda almış o zamanlar deshaneler klasör dağıtırdı millet onlarla gelirdi okula şekil olsun diye.neyse işte bu pedlerden birini defterinin içine koymuş.sınıf içinde 2 sığır arkadaş şakalaşıyoruz diye kızın klasörle birbirine vurmaya başladılar ve ped arkadaşın önünde düştü çocuk ilk defa görmüş hayatında tuttu salladı sınıfın ortasında bu ne falan diye utana sıkıla nasıl olduysa ihale bana kaldı ama suçlu bulundum.o günden sonra sustalı ped fikri bazıları için hoşuma gitmiştir

aklıma bile gelmezdi ama ayda yılda bir kez görüştüğüm ilkokul arkadaşımın her seferinde sen silgi yemiştin diye hatırlatması

ilk okuldayken hiç sevmediğim bi' kız vardı, adı nagihan. bi' gün teneffüste kızın sırasına uhu sürdüm, planlarıma göre kız sıraya yapışacak ve kalkamayacaktı lakin hiç te düşündüğüm gibi olmadı. kız normal bi şekilde kalktı ancak eteği artık giyilmeyecek haldeydi. yıkamakla da çıkmazdı. bir kaç yakın arkadasimdan başka kimse bilmiyordu benim yaptığımı. öğretmene şikayet etti. öğretmen tabi kim yaptı çıksın falan diye soruyor. ilk gün söylemedim korktum. ikinci gün gittim öğretmene dedim ki ben yaptım. kizin evine git eteğin parasını öde dedi öğretmen bana. tamam dedim geçtim. okul bitti annemden parayı aldım, kızın evine gittim. kızın annesi bahçedeydi abla dedim ben eteğin parasını vermek için geldim. kadın gerek yok evladım dedi, ben ısrar ettim lakin o almadı. o gün anladım ki insanlık bu güzel insanlar sayesinde ayakta duruyor.

üvey babam beni nüfusuna alınca soyadım değişmişti herkes aylarca hocanın soyadımı yanlış okuduğunu sanıp hocaya salak falan demişti, hiç bozmamıştım allah affetsin

birinci sınıfta hizmetliye el hareketi yapmıştık 😀

6. sınıfta malum sbs hazırlıkları falan dersaneden dönerken otobüse binmem gerekiyordu benim yarım akıllı sınıf arkadaslarımda karşı dersaneden olduğu için birlikte dönmek zorunda kaliyorduk. çok kilolu olmamama rağmen inatla kilomla dalga geçmeyi kendilerine görev edinmişlerdi. bir gün yine otobüse bindik yer boşalınca oturdum bende arkadan bir ses "kızım kalksana otobüs sola yattı teker patladı iehdhdkwjdhd" diye bağrıyor. şoför dahil herkes bana baktı utancımdan yok olmak istedim. allah böyle insanların cezasını versin. bu da böyle lanet bir anımdı

doğma büyüme gurbetteyim. ilk okul zamanlarım da şaksuka sarkisi vardi. o zamanlarda cok dinlerdim niyeyse. bir gun muzik dersinde sinifin onunde söyledim. 20 kisilik sinifta benle beraber sadece 4 türk vardık. gerisi alman ve polonyalıydı. hepsi sarkiyi cok begenmisti. hala yolda gorduklerinde bana saksuka demeye calisirlar. (bkz: bu da böyle bir anımdır)

sınıftaki en yaramaz çocuk siyah kundurasıyla yere eğildiğim de götüme tekme atmıştı

derse geç kalınca yalan söylemiştik hoca odunla dövmüştü insafsız 10 yaşındaydım lan hiç mi acımadın 1 hafta ellerim ağrımıştı kalem tutamamıştım

hoca sınıfta portakal yedim diye kalın matematik kitabı ile yüzüme vurmuştu.

2.sınıfta beni seven çocuk vardı bu 8.sınıfa kadar sürmüştü, yanağımdan öptü diye dövmüştüm bütün teneffüs. beddua mı ettin anlamadım mutlu olamıyorum lan şimdi

üçüncü sınıfta çocuğun biri okul çıkışı elime kağıt verdi kaçtı. 'seni dünyalardan bin kat daha çok seviyorum' yazıyodu. çok heyecanlanmıştım ama tabi utandım hemen mesafe koydum. ilk itiraf eden oydu be biran aklıma bu geldi

birinci sınıfta bana küfür eden hasan adlı arkadaşa okkalı bir yumruk atmıştım. böyle tam burnuna. kırılmış. hak ettin. aama küfür etmeyecektin olum.

1.sınıftayım. sınıfın yarısı nerdeyse ebelemece saklanbaç falan oynuyor bahçede ve sıra sıra ağaçlar var bende bi ağacın köşesinde yere oturmuş onları seyrediyodum dedem omzuma dokunup sen neden teksin demişti arkadaşım falan yoktu ama dedem vardı bana arkadaş olan. mekanı cennet olsun geçen sene vefat etti

nida var benim aklımda ilkokuldan. nasıl güzel bir kızdı o ya, büyüyünce de değişmedi, güzel kaldı hep öyle. isminden de belliydi zaten, nida isminde birinin çirkin olabilme ihtimali yoktur ki zaten, insanlık tarihinin başından beri güzel olmuştur tüm nida'lar. neyse bu nida'nın oyuncak bebek mi ne var kucağında, zil çaldı sınıfa dönüyoruz, dedim nida'ya "çocuk senin mi, babası kim?", "sensin, bu bizim çocuğumuz" dedi. ben orda dondum kaldım, bizim piçler, başladı hemen dalga geçip gülmeye falan, ben kıpkırmızı oldum utançtan, ağlıcam neredeyse, koşarak kaçtım sınıfa, birkaç gün küstüm nida'ya. işte ilkokuldan aklımda kalan ender şeylerden biri ne kadar mal olduğumdur. işte o mallık terk etmedi beni yıllarca, malın önde koşanı, bayrak tutanı oldum ben hep o günden beri.

bi keresinde altıma sıçmıştım, koşarak eve gittim sonra.

sınıfta kötü bir koku yayılmıştı hoca sordu kim yaptı kimseden ses yok tabii hoca götümüzü koklamıştı hangimiz yaptık diye-ağır dram içerir-

pazartesi günleri tırnak kontrolü filan olurdu

öğlen arası eve yemeğe gelmiştim çıkarken ev terliğiyle okul yolunun yarısına kadar yürümüşüm sonra farkedince dönüp değiştirdim

güneş tutulması olmuştu tüm okul bahçedeydik neden bilmem ama oldukça heyecanlı gelmişti bana, unutamadım. 2002 dünya kupası maçları da öyleydi. tam ders saatlerine gelmişti maçlar, sınıfta da tv vardı maç kaçırmamıştık o küçük yaşımızda hocamız sayesinde ve o heyecanı yaşama fırsatı görmüştük.

4 sınıfım felan. bir sıra arkadaşım vardı semanur diye. dersteyiz birden kapı çaldı okulun en güzide 4 öğrencisi tabii o zamanlar okulun en popüler çocuklarıydılar. bunlar işte hocam bizim ders boş sizin sınıfa gelebilir miyiz dediler, hoca kabul etti. tabii kızlar kendilerine çeki düzen verdiler. bunlar geldi ben ve semanurun hemen arkasındaki iki sıraya oturdular. bizdeki de artistlik ya illa ki kendimizi rezil edeceğiz.. o zamanlar bu zaman ki kadar lüks sıra, masa yoktu. bizde oturduğumuz sıranın ön ayaklarını ayağa kaldırarak arkaya yaslandık.. arkada ki sayko çocuklar kendi masalarını çekince altımızda ki sıra kaydı 34 kişilik sınıfın ortasında herkesi ayağa kaldıracak şiddette yere yapıştık. herkes bir kahkahalar bir kahkahalar ama ben semanura bir saydırıyorum... allah affetsin asjjsbdjd

birinci sınıfta platonik aşkımın ağzından kendime sahte mektuplar yazmak için 75 iq ile herkesten önce okuma yazmayı sökmüşlüğüm vardır

1 nisan şakası diye hocanın sandalyesine dik bir şekilde iğneler koyduk. tabi dayağı yedik amk.

bir arkadaş 1. yada 2. sınıfta kankamla bana aşk mektubu yazmıştı. ama çok dargınım ona diğer kızın mektubuna hediyede koymuştu :(